Karaman’ın Karagöz’ü

Gazi Kültür Sanat Merkezi’nde “Çocuk İftarları” etkinliği sayesinde isimlerini duyduğum İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün sanatçı öğretmenlerini tanıtmaya yönelik yazılarımın üçüncüsünde geleneksel gölge oyununun baş aktörü Karagöz’’ü canlandıran Mustafa Şahin’i anlatacağım.

Ayşe Gül Küçüksümbül ve Fatma Karaca Akkol öğretmenlerimizi anlattığım yazılar çok beğenildi ve çok okundu. Ne çok sevenleri varmış. Karaman’daki yerel medya bu güne kadar onların varlığından nasıl haberdar olmamış?

Marifet iltifata tabidir. “Karaman’ın en büyük eksikliği kültür ve sanat alanında. Şehirde hiçbir etkinlik olmuyor” diye dert yananların seslerini neden kimse duymaz? Etkinliklerin haberlerine neden yer verilmez? Karaman’ın değerlerini sizler tanıtmazsanız, bu sanatçılarımızı halk nereden bilsin?

Mustafa Şahin, üç yıldır Pirî Reis İlkokulu’nda öğretmen. 1986 yılı Mucur/ Kırşehir doğumlu. Evli ve bir çocuk babası. Çocukluğu İzmir’de geçmiş. İlkokul, ortaokul ve liseyi İzmir’de okumuş. Üniversiteyi Manisa Celal Bayar Üniversitesi Demirci Eğitim Fakültesi’nde Sınıf Öğretmeni olarak tamamlamış.

Mustafa Öğretmen ve ailesi, baba emekli olunca Ankara’ya taşınmışlar. İlk öğretmenlik deneyimini ücretli öğretmen olarak Ankara’da yaşamış. Hacivat – Karagöz gölge oyununu oynatmaya da Ankara’da başlamış.

Hayat, sürprizlerle dolu. Kişinin içindeki cevherin ortaya çıkması için bazen bir kıvılcım yeter de artar. Mustafa Öğretmen için de öyle olmuş. Ücretli öğretmenlik yaptığı okuldaki bir öğrencisinin babası bir gün ona sahne ve kuklalar hediye etmiş. Mustafa Öğretmenin içindeki sanatçının ortaya çıkması böyle başlamış.

Mustafa Şahin, Ankara’da Kırşehir Gençlik Federasyonu’nda amatör olarak tiyatro oyunu oynamış. Sonra kadrolu öğretmenlik şansını yakalamış.

İlk ataması öyle Başkent’e yakın bir yer olmamış. Ta Kars’ın Selim ilçesi Akpınar köyüne gitmiş. Daha sonra Niğde Bor ilçesi Bayat köyünde çalışmış. Yaklaşık üç senedir sınıf öğretmeni olarak Piri Reis İlkokulu’nda görev yapıyor.

Mustafa Şahin, Karaman’a gelene kadar hep köy okullarında görev yapmış. Köylerin kendisine çok şey kattığını düşünüyor. “Samimiyet, insanlık, merhamet, paylaşma, yardımlaşma” gibi.

Mustafa Öğretmen, mesleğini aşkla yapanlardan. “Bunca yıldır iş için evden çıkınca hiçbir zaman ayaklarım geri geri gitmedi. Mesleğe ilk başladığım günden bugüne hevesimden, isteğimden bir şey kaybetmedim. İyi ki öğretmen olmuşum” diyor.

Kişinin karakter oluşumu gibi, beceri ve hobileri de küçük yaşta şekillenir. Mustafa Şahin de taklit etmeyi, seslendirmeyi, tiyatroyu, sinemayı, gülmeyi ve güldürmeyi çocukluktan itibaren sevmiş.

Çocukları çok sevdiği için bu alanda neler yapabilirim diye düşünmeye başlamış. 13 senelik meslek hayatında edindiği deneyimlerle, günlük hayatta yaşadığı, duyduğu, dinlediği bir olayı sınıfta canlandırma yaparak anlatabileceğini fark etmiş.

Mustafa Öğretmen, fark ettiğini mesleğiyle bütünleştirip öğrencilerine canlandırmalar yapmış. Sınıf bir bakıma sahne, öğrenciler hem izleyici hem sanatçı olmuş. Canlandırmaların öğrencilerin dikkatini çekmesiyle Mustafa Öğretmen çıtayı yükseltmiş.

Bir maden faciasının ardından öğrencilerine ilginç bir deneyim yaşatmış. Mustafa Şahin, o günü ve sonrasını şöyle anlattı:

“Maden kazası haberini duyar duymaz, ertesi gün eşyaları, araç gereçleri, kıyafetleri hazırlayıp çocuklarla beraber sınıfta yaşayarak olayı hissetmelerini istedim.”

Daha sonra Engelliler Haftası’nda Aşık Veysel’i temsilen bir öğrenciye kostüm giydirmiş. Öğrencilerine, Aşık Veysel’in gözlerini kaybedişini, gözleri görmeden nasıl saz çaldığını anlatmış. Sonra Aşık Veysel’den türküler söyleyerek empati kurmalarını istemiş.

Barış Manço’yu da kostüm giyerek bir öğrencisiyle birlikte canlandırmışlar. Mustafa Öğretmen, Barış Manço’nun hayat öyküsünü, şarkılarını, isminin neden Barış olduğunu anlatarak öğrencilerin sanatçıyı yakından tanımalarını sağlamaya çalışmış.

Mustafa Şahin, öğrencilerle birlikte velilerin de gösterilere katılmalarını sağlamış. Okulda ve çevrede israf olduğunu görünce, bu konu üzerinde zihin yormuş. İlk olarak, ekmek israfını ele almış. Velilerle öğrencilere ekmek israfının önlenmesine yönelik sunumlar yapmış.

Yakın zamanda, Piri Reis İlkokulu’nda Çanakkale Savaşları ile ilgili bir sergi düzenlemiş. Mustafa Şahin, “Askerleri, kıyafetlerini, eşyalarını, günlük hayatlarını, Seyit Onbaşı’yı, Çanakkale Şehitliğini, havada çarpışan mermileri, Nusret Mayın Gemisini, Çanakkale Türkü’müzü sergileyerek öğrencilerimin sanki oradaymış gibi hissetmelerini istedim. Beni en etkileyen olay, sergiye gelen öğrencilerimizin ağlayarak çıkmalarıydı” dedi.

Mustafa Şahin çok yönlü sanatçılardan. On parmağında on marifet olanlardan. Memleketi Kırşehir. Toprağından, suyundan, huyundan elbet etkilenecek. Neşet ERTAŞ , Muharrem Ertaş, Çekiç Ali gibi ustaların yetiştiği toprağın çocuğu türküyü de bilir, sazı da…

Mustafa Öğretmen kendi kendine bağlama çalmayı öğrenmiş. Düzenlediği etkinliklerde türkü söyleyip bağlama çalıyormuş. Türküleri öğrencilerle birlikte seslendiriyorlarmış. Mustafa Öğretmen, öğrencilerine sınıfta ve okulda melodika, flüt, ritm, şarkı ve türkü söyleme, koro çalışmaları etkinlikleri de yapıyormuş.

Mustafa Şahin, Karaman’da Hacivat ve Karagöz oyununu yapan kimsenin olmadığını görmüş. Bunun üzerine önce Piri Reis’te, sonra da diğer okullarda etkinlikler yaparak Hacivat-Karagöz’ü çocuklara tanıtmaya başlamış.

Gazi Kültür Sanat Merkezi’ndeki “Çocuk İftarları” etkinliği kapsamında düzenlenen ve çocukların büyük beğeniyle izlediği Hacivat-Karagöz gösterilerinin fikir babası da Mustafa Şahin’miş.

Mustafa Öğretmen, Gazi Kültür Sanat Merkezi’ndeki Türkiye’nin ilk ve tek İlkokul Müzesi’ni gezerken, buranın Hacivat-Karagöz gösterisine uygun olduğunu fark eder. “Tarihimizin, gelenek, göreneklerimizin, eğlencelerimizin, kültürümüzün devamlılığı ve yeni nesillere de aktarılması için bir şeyler yapılması gerektiğini düşündüm ve bu düşünceyle böyle bir teklifte bulundum. Teklifim karşılık görünce, kendimi ‘Çocuk İftarları’ programında buldum. Çok mutluyum” diyor.

Kişinin niyeti iyiyse, teklifi uygunsa mutlaka isteği gerçekleşir. Mustafa Şahin’in fedâkarlığı, sanat sevgisi, öğretmenlik aşkı, öğrencilerine bir şeyler öğretme arzusu “Çocuk İftarları” ile hayat bulmuş.

Mustafa Şahin, henüz yolun başında olduğunu düşünüyor. Çocukların erken yaşlarda sanatsal-sportif etkinliklerle tanışmaları gerektiğinin bilincinde. Mustafa Öğretmen bu konuda şunları söyledi:

“Öğrencilerimizi sanatla tanıştırmalıyız. Onlara sanatı anlatmalıyız, sanatı göstermeliyiz. Sanat sevgisi aşılamak zorundayız. Gücüm yettikçe, dilim döndükçe bu tür etkinliklerde yer alacağım. Bunların ve benzer etkinliklerin çocuklarda farkındalık oluşturduğuna inanıyorum. Toplumun güzelliği ve gelişimi sanatın gelişimiyle paralel gider. Bu yolda bana destek olan herkese çok teşekkür ederim.”

Karaman İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde daha nice cevherler olduğunu biliyorum. Milli Eğitim’den daha çok star çıkacağını düşünüyorum. Gazi Kültür ve Sanat Merkezi Çocuk İftarları programı birçok güzelliğe ev sahipliği yapıyor.

Vali H. Engin Sarıibrahim ve İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Çalışkan’dan bir ricam olacak. Bu öğretmenlerimiz Karaman ve Karaman’a bağlı tüm okullarda gösteri yapsalar, okul okul gezseler. Özellikle köy okullarındaki öğrencilere masallar anlatıp Hacivat-Karagöz oyunu sergileseler.

Bir de önerim olacak: Milli Eğitim’in starları olarak sizlere tanıtmaya çalıştığım bu kıymetli öğretmenlerimizi ödüllendirmenin bir yolu yok mu?

Tüm fedakâr öğretmenlerimize Karaman adına yürekten teşekkür ederim. İyi ki varsınız. İyi ki kalbiniz sevgi ve sanat aşkıyla dolu. İyi ki Karaman’da görev yapıyorsunuz. Hepinizin ellerinden hürmetle öpüyorum.