Sonbaharın bir adı güz, diğer adı hazandır. Güz ve hazan hüznü çağrıştırır.Sonbahar hüzün mevsimidir. Hüzün mevsimi oluşu, baharın yeşil ve şımarık coşkusunun, yazın kokulu ve dolgun meyvelerinin yerini, sararan yapraklara ve sert rüzgârlara bırakmasındandır.
Göç mevsimi
Leylekler Geçerken
Ahmet Haşim sıkı bir şairdir. Hani lise yıllarında hepimizin duyduğu ”MERDİVEN” şiiri var ya, işte onun sahibidir.
Niteliksiz adam
Başlığı hakaret ifadesi olarak seçmedim.‘Niteliksiz Adam’ (&*) Avusturyalı Yazar Robert Musil’in (&*&*) dört ciltlik eseridir. Ahmet Cemal’in yalın ve akıcı bir dille Türkçeye çevirdiği yapıt, yazarın ölümü nedeniyle Edebiyat Dünyası’nın ‘Bitmemiş Eserleri’ndendir.
NİTELİKSİZ ADAM (2)
Son yazımda, cahilin özgüveni yüksektir demiş ve cehaletinin farkında olmamak kişiye ‘Ben neymişim abi’ dedirttiğine vurgu yapmıştım.
Kan ve kültür
Kan, ölüm, cinayet…Saldırı, kavga, vahşet…Şiddet, şiddet, şiddet.
Alacakaranlık Kuşağı Anıları
O koyun gözümün önünden gitmiyor.
Benceciler Şuraya, Aynenciler Buraya
Geleneğimizde , Allah’ın zenginliği istediği kuluna, ilmi ise isteyen kuluna verdiğine inanılır.
Curkçu
Mesleksizlik zor zanaat.Her yerde zor. Bir işi bilmeli, kişi…Türkiye’nin sancılarından biri mesleksizlik.
İşittin Ama Anladın mı?
Rakamları bilmeyen hesap yapamaz. Sayıları bilmeyen matematikten anlamaz. Matematik kelimesinin kökeni eski Yunancada ‘matesis’ dir ve ‘Ben bilirim’ anlamındadır. Matematik, ‘bilim, bilgi ve öğrenme’ anlamına gelen ‘mathema’ kelimesinden türemiştir. Sayı ile ilgili olan her şey matematiğe dahildir ama matematik yalnızca sayı bilimi değildir.
Öğretmenim, Canım Benim
60 yaşını aşmış, artık çoğu kişinin ağabeyi konumuna gelmiş, dost halkası geniş iki Karamanlı arkadaşımın gözleri parlıyordu. Karaman Lisesi’nin edepli ve mahcup iki genci, nur yüzlü öğretmenlerinin karşısında elleri dizlerinin üstünde, gülümseyen yüz ifadelerine 50 yıl sonra yeniden kavuşmuşlardı.Öğretmeni ilk gördüğümde, ‘İşte Müslüman’ diye sunulacak şahsiyetlerin son temsilcilerinden Prof. Dr. Sadettin Ökten’i görmüş gibi oldum.Ak sakalı, bembeyaz saçları, gözlüğünün ardından sevgiyle bakan derin ve mütebessim gözleri, tertemiz spor kıyafeti bana Ökten Hocayı çağrıştırdı.Tek fark, bu Hocam incecikti. Bedeni ve ruhu cümleleri kadar inceydi.Ben salona girince nezaketle ayağa kalktı.